Kolezyum’u Ziyaret Edin
Roma’nın sembolü olan Kolezyum, Roma İmparatorluğu zamanında aynı anda 50.000 kişiyi ağırlayabiliyor ve vahşi gladyatör dövüşlerine sahne oluyordu. Romalıların en büyük amfiteatrı olma özelliğini taşıyan Kolezyum, günümüzde her yıl 4 milyondan fazla kişi tarafından ziyaret ediliyor. Kolezyum’u ziyaret etmeden, Roma’yı görmüş sayılmazsınız.
Vatikan’a Gidin
Vatikan ve çevresindeki bölgeleri dolaşmak için tüm gününüzü ayırmanızı tavsiye ederiz. Vatikan Müzeleri, Şistine Şapeli ve Rönesans dönemi üstatlarına ait paha biçilemeyen sanat eserleri ilk olarak görmeniz gereken şeyler arasında yer alıyor. St. Peter Bazilikasını da ziyaret etmeyi unutmayın: M.S. 349 yılında inşa edilen bazilika, 18.000 metrekarelik bir alan üzerine kurulu ve dünyanın en büyük kilisesi sayılıyor.
Trastevere’i Gezin
Trastevere “Tiber Nehrinin Ötesi” anlamına geliyor ve modern Roma’yı görmek isteyenlerin uğradığı ilk adreslerden biri oluyor. İsminden de belli olduğu gibi nehrin diğer tarafında yer alan bu bölge, alışveriş ve gece hayatı için son derece uygun. Sokaklar daima canlı ve hemen hemen bütün tasarımcıların özel butikleri burada yer alıyor.
Trevi Çeşmesinde Dilek Tutun
Nicola Salvi’nin Barok başyapıtlarından biri olan Trevi Çeşmesine bozuk para atarak dilek tutmak, hem turistlerin ve hem de İtalyanların yüzyıllardan bu yana sürdürdüğü bir gelenek. Efsaneye göre, çeşme başında dilek tutan herkes günün birinde Roma’ya geri dönüyor.