Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?
AXA Blog

Enflasyon Nedir, Nasıl Hesaplanır?

26.01.2023 / Son Güncelleme: 27.03.2024

Enflasyon, alım gücünü etkileyen faktörlerin başında gelir. Dolayısıyla firmaların finans departmanlarında görev yapan kişilerden emeklilere kadar birçok kişi tarafından yakından takip edilen bir konudur. Peki, enflasyon nedir ya da türleri nelerdir? Bu yazımızın devamında enflasyon ile ilgili bilinmesi gereken tüm konular hakkında detaylı bilgiler bulabilirsiniz.

Enflasyon Nedir?

Enflasyon, en temel tanımıyla, günlük hayatta çokça kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki genel artışı ifade eder. Bu kavram dahilinde ifade edilen fiyat artışı, süreklidir ve hissedilebilir. Belirli bir malın ya da hizmetin fiyatındaki artış, enflasyon olarak nitelendirilemez. Fiyat bazındaki tek seferlik düşüşler veya yükselişler de benzer biçimde enflasyon oranı ile ilgili değişime işaret etmez.

Enflasyon oranındaki değişimin en önemli nedenlerinin başında talepteki artış gelir. Para arzındaki artış da talep enflasyonu olarak adlandırılan bu durumun oluşmasında en önemli etken konumundadır. Artan para arzı ile birlikte bankaların borç verebilecekleri miktarda da yükselme meydana gelir. Bunun doğal bir sonucu olarak tüketici konumundaki kişiler daha fazla borç alıp tüketim düzeylerini artırma yoluna giderler. Ancak arz, bir anda artan talebi karşılamak konusunda yetersiz kalır ve sonuç olarak enflasyon yükselir.

Üretim yapan firmalar, artan talebi karşılamak için çoğu zaman daha fazla ham madde ve iş gücü alımı yapar. Bu yönelim gerek ham madde gerekse işçi maliyetlerinde yükselmeye yol açar. Ekonomide maliyet enflasyonu olarak isimlendirilen bu durumu dengelemek için ise ürün ve hizmet fiyatlarında artış yapılır. Artan fiyatlar, tüketicinin alım gücünü de olumsuz yönde etkileyerek enflasyonun artmasına sebep olur. Yükselen hizmet ve mal fiyatları karşısında kişilerin alım güçlerini korumak için yapılan zamlar ise genel kanının aksine enflasyon oranının daha da artmasıyla sonuçlanır.

Enflasyon Çeşitleri Nelerdir?

Enflasyon denildiğinde, çoğu zaman akla mal ve hizmet fiyatlarında yukarı yönlü ivmelenmeye yol açan nedenler, yani talep ve maliyet enflasyonu kavramları gelir. Ancak enflasyon çeşitleri yalnızca bu iki kavram ile sınırlı değildir. Enflasyon, fiyatların artış oranına göre de farklı türlere ayrılır. İşte enflasyon türleri:

Ilımlı Enflasyon

Ilımlı enflasyon, fiyat artışlarının düşük düzeylerde gerçekleştiğini belirtmek için kullanılan bir ekonomi terimidir. Bu terim, aynı zamanda enflasyon rakamları özelinde beklenen değişimlerin meydana gelmediği durumları da ifade eder. Ülkelerin kendi iç dinamiklerine göre normal sayılabilecek oran ifade edilirken ılım enflasyon verilerinden faydalanılır. Bir diğer adı sürünen enflasyon olan bu kavram dahilinde kesin bir orandan söz etmek mümkün değildir. Üstelik zamana ve mekana bağlı olarak şiddeti de değişebilir. Genel olarak ılımlı enflasyon oranı, gelişmekte olan ülkeler için yıllık %6’nın ve gelişmiş ülkeler içinse %4’ün altındaki fiyat artışlarını temsil eder.

Yüksek Enflasyon

Yüksek ya da diğer adıyla dörtnala enflasyon, ekonomiyi zarara uğratan ve piyasaların işleyişini bozan etkilere sebep olur. Yüksek enflasyon yaşanan bir ülkede, ekonomik açıdan geleceğe dair belirsizlik sürekli olarak artma eğilimi göstermektedir. Bu olumsuz tabloya ek olarak yerel para biriminin değeri ve bir tasarruf aracı olma özelliği giderek zayıflar. Yüksek enflasyondan söz edilebilmesi için aylık fiyat artışlarının %5 ila %10 arasında seyretmesi gerekir. Aylık bazdaki fiyat artışlarının bu seviyelerde gerçekleşmesi halinde gerek hane halkı gerekse işletmeler, paradaki değer kaybına karşı kendilerini koruyabilmek için büyük mücadeleler vermek zorunda kalır. Haliyle yaşam kalitesinde de dramatik düşüşler meydana gelir. 

Hiperenflasyon

Savaş gibi nedenlerden dolayı ülkelerin ekonomilerinde ciddi anlamda çöküşler meydana gelebilir. Bu tarz durumlarda fiyat artışları yıllık %1000’i, aylık bazda ise %50’yi aşabilir. Paranın tüm fonksiyonlarını yitirmesine sebep olan ekonomik çöküşe hiperenflasyon adı verilir. Hiperenflasyon durumu söz konusu olduğunda, ulusal para sisteminin çökmesinden dolayı tüm piyasa işlemlerinde döviz kullanılmaya başlanır. Her ne kadar piyasaları rahatlatmak için atılmış bir adım olsa da para ikamesi nedeniyle ulusal sistem onarılamayacak kadar zarar görür. Haliyle yeni para birimine geçilmesi kaçınılmaz bir gereksinime dönüşür.

Enflasyon Nasıl Hesaplanır?

Türkiye’de enflasyon hesaplama işlemi yapılırken TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerinden faydalanılır. TÜİK enflasyon hesaplamasında kullanılacak verileri toplamak için aylık periyotlar halinde önceden belirlenen mal ve hizmetleri içeren bir listeye bağlı kalarak fiyat değişimlerini gözlemler. Bunun için marketlerden hizmet sağlayıcılara, benzin istasyonlarından muayenehanelere kadar birçok işletmede incelemeler yapılır. Gözlem esnasında kullanılan liste, TÜİK tarafından gerekli hallerde güncellenebilir.

Kurum yetkilileri tarafından yapılan incelemeler sonucunda TÜFE-CPI (Tüketici Fiyat Endeksi) ve Yİ-ÜFE-D-PPI (Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi) olmak üzere hesaplamada kullanılacak iki farklı endeks oluşturulur. TÜFE; gıda, giyim gibi hane halklarının tüketimine yönelik mal ve hizmet fiyatlarındaki fiyat değişimlerinin hesaplanmasının yanı sıra kira artış oranı belirlenmesini de sağlar. Yİ-ÜFE ise üretici fiyatlarındaki değişimlerin hesaplanabilmesini mümkün kılar. Endeksler yardımıyla yapılan hesaplamalar, mayıs ayı enflasyon oranları gibi belirli döneme dair ya da yıllık raporlar halinde yayımlanır.

Enflasyonun Etkileri Nelerdir?

Bir ülkeye dair enflasyon beklentisi gerek yabancı yatırımcıların gerekse yerli halkın çeşitli nedenlerden dolayı yakından takip ettiği bir olgudur. Eğer açıklanan rakamlar beklentinin üzerinde gerçekleşirse, çeşitli sorunlar baş gösterebilir. Örneğin, yüksek enflasyon sonucunda gelir dağılımındaki adaletsizlik çok daha ciddi boyutlara çıkabilir. Borçlanma maliyetlerinde yükseliş meydana gelirken, reel gelirlerde gerileme gözlemlenir. 

Enflasyonun beklentilerin üzerinde yükselmesi, halkın tasarruf etme eğiliminde azalmaya yol açar. Üstelik iş belirsizliği çok daha net biçimde hissedilir hale gelir. Bu olumsuzluğa paralel olarak her türlü iç ve dış yatırım durma noktasına gelir. Enflasyonun etkilerini sıralarken sigorta primlerinde yükselmeye sebep olabildiği de unutulmamalıdır. Zira konut sigortası, kasko sigortası ve sağlık sigortası gibi ürünlerin prim ve tazminat oranları hesaplanırken enflasyon verileri göz önünde bulundurulur.